ŞEREFSİZ MUTANTLAR

Aşıyı üretenlerin dahi cüret edemediği hararetle aşıyı savunurken, aşı olmak istemeyenlere senkronize şekilde saldırıyor hatta hakaret ediyorlar. Aralarında şimdiye kadar "Kişisel Hak Ve Özgürlükleri" ateşli şekilde savunurken; söz konusu aşı olmak istemeyenler olunca bir anda sosyopat cümleler kuran isimler de var. 

ORTAK ETİKETLER KULLANIYORLAR

"Onlara kız vermeyin, Otobüse almayın, Vatan hainleri, Kuş beyinli, Hayvan gibi aşılayın, İzole edin, Toplumun içerisine sokmayın, zorla aşılayın" gibi kışkırtıcı, ötekileyici, hedef gösteren ve tehdit eden cümleler kullanıyorlar. Bununla birlikte sahne arkasında maskesiz şekilde maymun gibi gezinirken, ekrana bağlandığında "fabrikadan yeni çıkmış, sıfır, el değmemiş, daha önce hiç kullanılmamış" maskelerini takıp, bahse konu hastalığın mağdur edebiyatını yazıp çizdikten sonra hırlaya gürleye vaveyla koparan tipleri de mevcut. 

KONU BİLİMSEL AMA KONUŞMALAR ŞOVENİST

Aşı, bilimsel bir konu. Aşıyı bahse konu eden ise Covid-19 hastalığı. Hiç uzağa gitmeyelim. Bu hastalık için geliştirilen aşının firmaları, kendi ilaçları hakkında ne diyor? Hastalığı bitirir diyorlar mı? Hayır.  Olası olumsuz sonuçlar için sorumluluk alıyorlar mı? Hayır. Bilakis "Bu yanlış bir algı" diyorlar. Yani aslında aşı firmaları, kendi ilaçları hakkında gerçekten samimi olmalarına rağmen, sözde aşıyı savunmak adına gürleyenler, samimiyet ve bilimsel izahattan çok uzaklar. Örneğin Altaylı'ya aşının "olası" yan etkilerini sorsanız, birincisini salladıktan sonra; ikincisinde o meşhur 'ıııı, eeee' seslerini çıkarmaya başlar. Samimiyet ise kendisine henüz uzak bir kavram; zira onda, 28 şubat aktörlerinden Reha Muhtar'ın silüetini görmek zor değil.

AŞI FİRMALARI NE DİYOR? 

Bakınız, bu hassas bir süreç. Bu süreçte bahse konu hastalık, bilimsel bir konu. Bilimin hangi dalı? TIP değil mi? Tıbbın; Anatomi, Biyofizik, Biyoistatistik, Biyokimya, Embriyoloji, Farmakoloji, Fizyoloji, Histoloji gibi alt dalları da bu hastalıkla doğrudan ilgili. Peki bu bilimin kullandığı dil ve yönteme dünyada kaç kişi vakıf? Cevap: Az değil; çok az kişi. O halde bunun halka yansıması şeffaf bir dil kullanılarak yapılmalı. Tıpkı bir zamanlar gündeme gelen "prospektüslerin anlaşılır bir dille yazılması" konusu gibi. Peki neredeyse ikinci yılını dolduracak olan bu pandemi sürecinde bunu kim/kaç kişi yaptı? Cevap: Sıfırlarca kişi!

Peki ya aşı firmaları? Emin olun aşı firmaları bu konuda daha şeffaf. Girin bakın BionTech'in sayfasına. "mRNA aşısı nedir ve nasıl çalışır?" başlığıyla herkesin anlayacağı dilden açıklama yazar. İşin ilginç yanı ise; bizim öcü birliğinin bunun kıyısından dahi geçmemesi. 

VARSA KORKU YOKSA KORKUT!

Malum bizde darbe artık bir gelenek haline geldi. Darbelerle hedefe ulaşamayan zihniyetin köpeklerine, taktik değiştirmiş halde tanıklık. Alışmışlar korkutmaya. Çıkıp aşının 4 fayda, 1 zararını bilimsel veriler ışığında şeffaf bir tercümeyle anlatamayan gensizler, densizce aşı olmayan 23 milyona kişiye hakaret edip hedef gösteriyor. Bakın şimdi tırnak içerisinde kopyalayacağım cümle BionTech'in resmi sayfasından bire bir alıntıdır. Hem de Google çevirisi! 

"COVID-19 ile koronavirüsün insanlarda konak hücreye girişine, virüsün yüzeyinde bulunan koronavirüs spike proteini tarafından müdahale edilir.COVID-19'a karşı mRNA aşıları, hücre makinelerine doğal bir bağışıklık tepkisini uyarmaya yardımcı olması için talimat vermek için bulaşıcı olmayan virüs spike proteinini üretme kodunu vücudumuza sağlamak üzere tasarlanmıştır."

Anlaşılmayan bir şey var mı? Peki ne diyor son cümle? Ve bunu anlamak için tıp okumaya gerek var mıymış göreceğiz. mRNA aşıları talimat vermek üzere tasarlanmıştır zaten. Açıklamada messenger yani "mesajcı" kavramı kullanılıyor. Bağışıklık sistemimiz fazladan kodlanıyor. Hatta bağışıklık sistemine kısmen "Ya arkadaş sen bu işi bilmiyorsun, kenara çekil beni izle" diyor.  

AŞİSTLER !

Her neyse, gelelim bizdeki yeni nesil faşistlere ki bunun yerini AŞİSTLER aldı!

Fatih'in "F" sini attık mı; AŞİST oluyor ama zihniyet aynı! Biri "SABAH SABAH" popülaritesini kaybettikçe, kaygısını magazin kültürüyle giderme telaşına düşüyor, diğeri Beyaz Türk mührünü hatırlıyor ve hatırlatıyor ama hayra yoranı yok içlerinde.

Aşı firması, uzun vadeli sonuçları bilmediğini söylerken bizdeki ithal, numunelik zırtapozlar, onlardan daha istikbalci olduğu için 2099 yılından gelmiş havasıyla havlatıyorlar kalemlerini. Hani dedim "Lan nasıl da yazıp çizdim, ne de olsa popomu ve beraberinde sırtımı iyice yasladığım küresel bir güç var" demesinler, salyalarını medya ve benzeri yollarla sağa sola saçmasınlar, "bize haddimizi bildirecek kimse yok" şeklinde düşünmesinler diye bu yazıyı, üstüne alınması muhtemel mutantcıların, muhtemel yerlerine park edeyim dedim.

Nüfusu düşürme planımız suya düştüğünde "organik insan ile GDO'lu insanı birbirine kırdırtarak bunu telafi ederiz" şeklinde bir B planınız varsa, Allah'ın da bir planı vardır.

Ve 23 milyona yedirdiğinizi düşündüğünüz hakaretlerin daha estetik bir formda size iadesinin mümkün olduğunun farkına varmanız niyetiyle bu üç noktayı buraya bırakıyoruz...