MÜSLÜMANIM DEMEYE UTANMAYANLAR

Cehalet sınırlarını zorlayan bir toplum içerisinde yaşamak kolay değildir.
Özellikle de "Biz de sizdeniz" (Tevbe-62) deyip inancınızı taklit eden çok yüzlü insanlarla bu durum daha zor bir hal alır.
Bu tür durumlarda peygamberlere empati yapmak ve ne tür insanlarla, ne tür bir sabır mücadelesi verdiklerine bakıldığında onların ne kadar geniş ufuklara sahip olduğunu daha iyi anlayabiliyoruz.
Yalnız bir konuya açıklık getirmek lazım. İnsanlara, başlarına gelen felaketleri hatırlattığımız zaman konuyu derhal politize etme yoluna gidiyorlar. Örneğin İslam'a aykırı bir konuda uyardığınız zaman; mesela konuştuğunuz şey, A Partisinin misyonuna ters düşüyorsa; derhal sizi B partisinin mensubu olmakla suçlayıp kendilerini avutuyorlar. Halbuki aynı şeyi B partisi de yapıyor ve kendi misyonlarına ters düşen bir eleştirinizde aynı taktiğe başvuruyorlar. Ben eskiden "Bilmedikleri için" bunu yaptıklarını düşünürdüm ancak daha sonra bunu kendi menfaatleri ve cehaletleri yüzünden yaptıklarını fark ettim ki bilmemekle cehalet arasında fark vardır.
Oysa bir insanın Müslümansa Müslüman gibi, Mecusiyse Mecusi gibi davranmasını beklersiniz değil mi? En azından olması gereken odur. Fakat "Ben müslümanım" diyen bir toplumdan yansıyan bir "İslam ışığı" görebilen var mı? Topluma fayda nedir yahu? Arkadaş, bir toplumda ahlak çökmüşse, faiz, içki gibi; içki de su gibi içiliyorsa, hırsızlık yapılıyorsa, insanlar birbirini aldatıyorsa, stokçuluk, rüşvet, torpil ve yolsuzluk varsa, karı-koca birbirini aldatıyorsa, enkazlarda canlı yerine değerli ziynet arayanlar varsa, cinayetlerin ardı arkası kesilmiyorsa, bu nasıl bir müslümanlık anlayışı olabilir? Siz delirdiniz mi yoksa toplumda sizinle aynı havayı solumak zorunda kalanları mı delirtmek istiyorsunuz? Yahu en azından ben müslümanım derken biraz düşün. Yukarıda saydığım özelliklere sahip olduğu yetmiyormuş gibi alnı secdeye gitmez, oruç tutmaz, zekat vermez ama ben müslümanım demeyi bilir. Tamam müslümansın da bu müslümanlığın gerekleriyle biraz özdeşleşsen diyorum bir miktar! Bak bu hasletlere sahip birisi "Ben müslüman değilim" dese problem yok. Ben deistim dese yine problem yok ve onu kendi inanç sınırlarında değerlendirir, ona göre muamele edersin. Sen doktora asker muamelesi yapabilir misin? Yani en azından bir gayri müslimden İslami tutumlar beklemezsin değil mi? Herkes inandığı gibi yaşamalı sonuçta. Deist, deisttir, neden müslüman gibi yaşasın? dersin. Peki "Ben müslümanım" deyip de gayri müslimlerin bile yapmadığı ahlaksızlıkları yapanları nereye koymalıyız?
 

Deprem oluyor, on binlerce insan ölüyor, hiç kıpırtı yok. 

Ekran başında sözde bir uzman: "Sizi köpek gibi aşılayacağız" diyor kıpırtı yok.
Sel oluyor, kıpırtı yok.
Sıvılanıyor, kalp krizinden, beyin kanamasından ölüyor kıpırtı yok.
İnancı, siyasete alet ediliyor kıpırtı yok. 

Ne diyordu merhum şair Necip Fazıl?:  "Beyoğlu tepinirken, ağlar Karacaahmet"
O halde gerçekten bu insan diyesim gelmeyen canlılara hakikaten musibetler Hak müstahak mı? Zaten müstahak olmasa Allah "neden onlara felaket göndersin" diye düşünmez mi insan? Felaket deyince bir ayrım yapalım. Felaketlerde hayatını kaybedenler 2 çeşittir. Dünya hayatında samimi bir inançla yaşayanlar için bu bir felaket değil, bir kurtuluş, hatta bir şehadet kapısı olabilir; diğerleri için elim bir felaketin elim bir finali olabilir. Allah'ın dinini bilebiliriz ancak Allah'ın tuzaklarındaki algoritmayı her zaman çözemeyiz. Zaten bilinse tuzak olmaz.
Bugün, bu toplumun %52'sinin zaferinin ilk günü. En az %50'si "Ben müslümanım" diyen seçmenlerin Cumhurbaşkanı, bu zaferden sonra bir konuşma yaptı. Hem demokrasiden dem vurdu, hem de cihattan. (Her ne kadar peygamberin hayatında böyle bir cihat anlayışına rastlanmasa da). Dinleyici profiline de bakmak lazım. Göbeğini açıp gelen kızlardan, başını örtüp gelen kadınlara kadar her renkten insan oradaydı ve hepsi aynı tempoda bu zafere meşale tutuyordu. Hem uzağa gitmeye gerek yok, aynılarına herkes kendi sokaklarında da rastlayabilir. İşine gelince demokraside serbest, dinde yasak meseleleri var ya hani, ona mahsuben. Belkide göbeği açık dindar nesilden kasıt buydu. Değilse bizim gördüklerimiz kimin nesli? Fatih'in göbeği, karnı açık, bedeni çevrimiçi olan nesli mi vardı? Bu toplumda var diye kızmıyorum çünkü demokratik bir toplumda böyle insanlar olması kaçınılmaz. Kaçınılmaz da kardeşim benim anlamadığım, bunun Fatih'in nesliyle, Eyyübi'nin nesliyle ve dindar nesille ne ilgisi var? Yani sorguladığım şey bu tezatlık.  Böyle çorba olmaz. Böyle her telden çalan bir din de yok zaten dünyada. Hadi anladık, karşı cenahın İslami hassasiyeti yok, olanı da samimiyet açısından bizden iyi.  Onlar kazansa kiminle mücadele edeceğimizi bilecektik, gerçek manada dinimizi muhafaza etmeye çalıştığımızı anlardık da kardeşim siz necisiniz ya? MilliyetÇİyseniz İslam'da yok, demokratsanız yok, kılık kıyafet buysa yok, hırsızlık yok, din tüccarlığı yok, adam kayırmaca yok, faizcilik yok, fuhuş yok. Var mı İslam'da bunlar? Varsa gözü sulu hocalarınızdan biri bir kaynak göstersin biz de öğrenip biz de yapalım(?) Siz hangi hastalıktan muzdaripsiniz? Müslüman mısınız değil misiniz karar verin de ona göre sizi tanıma şansımız olsun? Müslümansanız bu topraklarda tefecilik, ayrımcılık, taasupçuluk, kara borsacılık, rüşvetçilik, kayırmacılık, yapanlar kimler peki? Bu ülkede FETÖ'den, PKK'dan başka tehdit unsuru yok mu yahu? Bir günde 8+8= 16 hap içirdiğiniz adamlara ne oldu? Bakın bu memlekette insanların yüzde 48'i sizden nefret ediyor ve diğer yüzde 52'si de onlardan nefret ediyor? NEDEN? Siyasi kutuplaşmadan başka tepki konusu kalmadı mı? Kimse plandemiden ölmedi mi bu memlekette? Bu memleketin 11 vilayeti yerle bir olmadı mı? Milyonlarda çift basamağa yaklaşan boşanma oranlarının sebebini bilen yok mu? Evden, kadının beyanıyla evden uzaklaştırılan adamlara ne oldu? İntihar haberlerini vermekten artık bıktığımız insanlar neden son seçeneği kullandı bilen yok mu? Müslüman toprakların müslüman iktidarında neden hala domuz eti ve "Helal Gıda" tartışmaları yaşanıyor? Oğlunu torpille işe koyan Hacı'nın hacılığını, ev sahiplerinin fahiş kira fiyatları yüzünden tefeciliğe terfi edişini ne zaman tartışacağız? Bu dini daha ne kadar kendi kirli, haram ve şüpheli işlerinize alet edeceksiniz? Ya bu halk? Siz, "Müslümanım" diye pek bir övünen insanlar; siz ne zaman dininize samimiyet göstereceksiniz? Vekaletle yetkilendirdiklerinizin her haramına ortak olacağınızı hesapladınız mı? Gerçi siz, işin sadece helal ve "Ehveni Şer" kısmıyla ilgileniyordunuz değil mi? Ulan sizin yüzünüzden kemalistelerden ve diğer tüm cenahtan duymadığımız hakaret, işitmediğimiz azar kalmadı! Adamlar soruyor: "İSLAM DİNİNDE BÖYLE BİR ŞEY VAR MI?" diye. Bu sorunun muhatabı kim? Nereye kadar başkalarının pislikleriyle bizim yüzümüz kızaracak? Hiç mi utanma yok sizde? Öldükten hemen sonra hesap vereceğinize iman etmediniz mi?

Efendi! Kabirde adama: "Kime oy verdin?" demezler, demeyecekler. Hangi hoca sizi kandırdıysa, bilin ki o hoca sizin yerinize hesap vermeyecek! Kabirde sana bayrağını da, milliyetini de sormayacaklar! Yahu ilmihal kitabı açmana bile gerek yok, aç bak Google'ye "Kabir sualleri" yaz bakalım ne çıkacak? Ama sen erinirsin ben yazayım: "Rabbin kimdir, dinin nedir, peygamberin kimdir?" Peki bu 3 cevabın ezberini zikredince kurtulmuş mu oluyorsun? 1-Rabbinden kasıt: Onun emir ve yasakları. 2-Kuran'dan kasıt: Onun emir ve yasakları 3-Peygamberden kasıt: Yine onun emir ve yasakları! Bu durumda ortaya asıl soru çıkar: Sen İslam'ın emir ve yasaklarına uydun mu? Bana kızıyor olabilirsin ama sana kötü haber vereyim çünkü bunların hiç biri benim şahsi fikrim değil. Bilakis senin "İman ettim" iddiasında bulunduğun dinin bilgileri. Ben, yalnızca uyarmakla mükellef olduğum için yazdım ki her müslüman doğruyu ve yanlışı anlatmak ve müslümanları uyarmakla mükelleftir. Ama öyle kalemini, dilini, dinini satan sözde hocalar gibi değil. Elbette bu günahlara karışmamış olanları tenzih ederek yazıyorum. Hiç birimiz günahsız değiliz ancak bu kadar aşırıya gitmek, ahlaksızlıklara göz yummak, büyük günahları sıradanlaştırmak ve bunları hayatının bir parçası yapanların bunu sığıntı yapma hakları yoktur. Bilhassa günahta ısrar etmek ve bunları BİLE BİLE yapmak ise zaten ayrı bir günah. Ben hacı değilim, hoca hiç değilim. Ben biliyorsam, sen de biliyorsundur uyanık kardeş. Ya müslüman gibi yaşa, ya da aksini yapıp ben müslümanım sakızını çiğneme. Hem yukarıda yazdıklarımın çoğu; MÜSLÜMAN OLMASAN DAHİ YAPMAN VEYA YAPMAMAN GEREKEN şeylerdir. Örneğin hırsızlık, rüşvet, tefecilik yolsuzluk, liyakatsızlık, adaletsizlik ve aldatmak her toplumda fenadır. Anladık dinine saygın yok! Bari bu evrensel değerlere riayet et! Veya bunu yapan kim olursa olsun, onlara aldanma, sempati gösterme, destek verme. İddia ediyorum: Müslümanım diyen bu toplumun spor müsabakalarına yabancı hakem, belediyelerine yabancı Belediye başkanı, vilayetlerine yabancı Vali getirseniz, bu kadar sıkıntı yaşanmaz! Ama tek şartla sıkıntı yaşanmaz, yabancılar müslüman olmayacak! Sakın orda da alkol, fuhuş, uyuşturucu ve türlü türlü ahlaksızlıklar var demeyin çünkü onlar müslüman değil! Yani müslüman olmayanlardan zaten bunu bekleyemezsiniz. Buna rağmen de buradan gurbete giden vatandaşlarımıza bizden daha iyi maaş ve hayat standartları sağlanıyor değil mi? Yok öyle değilse, neden bizimkiler memleketine dönmüyor? Bizim Almancıların torunları şimdi askerlik yapacak yaştalar ama bir an bile dönmeyi düşünmüyorlar nedense... Biz onları kaybettiğimizi düşünürken, onlar bizi kaybetmiş olmasın sakın? Evet, çuvaldızı her zaman önce kendimize, sonra terörist, dinsiz, vatan haini, imansız, sünnetsiz dediklerimize batıracağız.
Yüce Kuran'da ne diyor Allah? : "Siz insanlara iyiliği emrettiğiniz halde, kendinizi unutuyor musunuz? (Yoksa kendinizi sorumsuz mu sanıyorsunuz?) Halbuki siz, üstelik Kitabı (ve Kur'an'ı) da okuyor (Allah'ın emirlerini de biliyor)sunuz. (Buna rağmen) Hâlâ akıllanmayacak ve yanlışınızı görmezden mi geleceksiniz?" (Bakara-44)
Allah hepimizi ıslah etsin...

Selam ve duayla...