12 Kasım 2023 - Pazar

Biz de saldırı altındayız

Maduro “Önce Filistin halkını yok etmek istiyorlar, sonra tüm Müslümanları ve sonra da biz Hristiyanlara doğru ilerleyecekler.. Daha geç olmadan bu Siyonistleri durduralım” diyor.

Yazar - Abdurrahman DİLİPAK
Okuma Süresi: 11 dk.
Abdurrahman DİLİPAK

Abdurrahman DİLİPAK

- Araştırmacı Yazar
Takip EtGoogle News

Dikkatlerimiz Gazze üzerinde toplandığı şu günlerde, içinde yaşadığımız ülkede de GlobalResetçilerin saldırıları devam ediyor. Bakın. Gazze’de öldürenlerden daha fazla insan CoVID yalanı ile bizim ülkemizde öldürüldü. Dünyada mRNA ile ölümüne sebeb olunan insan sayısı her gün ilan ettikleri dünyadaki ölü sayılarının iki katından daha fazla. Şimdi İKLİM yasası ile yeni bir saldırıya hazırlanıyorlar. Filistin topraklarındaki işgalci Siyonistlerin saldırılarının arkasındaki güçlerle, diğer ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizdeki saldırıların arkasında da aynı güçler var.. Kushner de, Netenyahu da HABAT’çı. HABAT çetesi, bizim ülkemizde de çok güçlü bir lobiye sahip. 

Sermaye, siyaset, bürokrasi, STK, media, Cemaat, Akademi çevrelerinde güçlü bir etkiye sahip. CHP’deki son kongreden sonra parti içindeki güçlerini daha da artırdılar. AK Parti içindeki AKP’liler de zaten en az CHP’liler kadar bu  çevrelerle dirsek temas içindeler. Aslında bu çevreler, BOP içinde de, FETÖ’nün arkasında da vardılar. Bunlar eskiden beri içimizdeler. Adnan Oktar da onlardandı. İnsanlığa karşı topyekûn Şeytani bir saldırı ile karşı karşıyayız. Siyonist olmayan dindar Museviler de İsrail Devleti diye bir devleti kabul etmiyorlar. İngiltere’nin desteğinde kazanılmış bir terör eyleminin ardından kurulmuş bir terör devletidir İsrail. Rabbilere göre  “İsrail devleti Yahudi halkını temsil etmez”. ABD’de, AB ülkelerinde, dünyanın dört bir yanındaki Yahudiler, “İsrail bizim ülkemiz değil. Siyonizm Yahudilik DEĞİLDİR” diyorlar.! "Eğer Siyonistler Yahudilerin güvenliğini önemsiyorlarsa, kendilerine Yahudi Devleti demeyi bırakmalılar!" diyorlar. Bunların Mescid-i Aksaya yönelik saldırı planları, aslında dini hassasiyetlerinden değil, siyasi planları ile ilgilidir. Bunlar aslında Pedefolik Satanist bir topluluk. Biden söz de Katolik. Cizvit! Cizvitler bir dönem aforoz edilmişti. Bunların dini de yok aslında. Bu da Pedefolik Satanist. Epstein cemaatından. Lady Gaga’ya Amerikan milli marşını okutan biri. 

Bizdeki Sisi, hatta FKÖ’nün başındaki Abbas, daha önce FKÖ’nün başına geçirmek istedikleri Dahlan, Suudi veliaht Prensi, Sisi ve Arab yarımadasındaki dostları da Biden takımında. Bunlar için din, halkı kandırmak için makyaj malzemesi. Demokrasi, İnsan Hakları, Liberalizm de aslında makyaj malzemesi markası değil mi idi. Laikçilikleri de, Cumhurriyetçilikleri de öyle. Kaç İslam ülkesinin başında, siyasi emellerini müstevlilerin siyasi emelleri ile şahsi çıkarlarını, HABAT’çılar, MAFİA, Siyonist lobilerin çıkarları ile tevhid etmiş, adı Müslüman, münafık özellikleri taşıyan lider bir Venezuella Devlet Başkanı Maduro eder. Allah Maduriye iman nasib etsin. Kaç İslam ülkesinin başındaki kişi, bir Tanzanya devlet başkanı Magufuli eder. Maduro  “Önce Filistin halkını yok etmek istiyorlar, sonra tüm Müslümanları ve sonra da biz Hristiyanlara doğru ilerleyecekler.. Daha geç olmadan bu Siyonistleri durduralım” diyor. Ankara hala “garantör”lükten söz ediyor. Neyin garantörlüğü belli değil. 

Öte yandan Gazze’ye saldıran, bizim ülkemizde ve diğer birçok ülkede Chemistrail, İKLİM yasaları, Dijitalizm, Sertifikalı tohum, Kentsel dönüşüm yasaları ile saldırılarını sürdürüyorlar. TBMM Genel Kurulu, kentsel dönüşüm yasasını kabul etti. Oylamaya muhalefetten 195, AK Parti ve MHP’den 86 i milletvekili oylamaya katılmamış. Bu utanç hepimize yeter. Mecliste kabul edilen yasanın kapsamı şöyle: "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" AKP 209+MHP 28 “Kabul” oyu vermiş. MHP’den katılmayan 22, AK Partiden katılmayan 54! Bu da AKP’lilerin utancı olsun. CHP’den katılmayan 94, Red 36, HADEP katılmayan 44, Red 13, İYİ Parti Katılmayan 33, Red 11, Saadet 14 Red, katılmayan 6, Deva Red 5, katılmayan 10, TİP 2 katılan, 2 Red, Deva 5 Red, 10 katılmayan, DP 1 Red,2 Katılmayan, Dem.Böl.EMEP,  2+2 katılmayan. Toplam 237. Kabul, 82 Red ve 281 katılmayan. Oransal olarak 14 Red ve 6 Katılmayanla Saadet bu oylamada en iyi performansa sahip parti oldu. Kabul oyu verenleri ve Katılmayanları Allaha havale ediyorum. Bu yasa da başınıza bela olacak, ayağınıza dolanacak. İKLİM yasası da öyle. Adaletle ilgilenin Üniversitelerle ilgilenin, Mafia ile, gümrüklerle, yolsuzluklarla ilgilenin. 

Mafyanın elinde oyuncak olan, kumar ve para aklamada kullanılan futbola aktardığınız kaynak, desteğin, muafiyet ve teşvikin kaçta kaçını diğer konulara gösteriyorsunuz? 

Yasadışı bahis çetesi ile ilgili sağır sultanın bile duyduğu yolsuzluklar konusunda neden kimse bir şey yapmıyor. Bu Yeni Kentsel Dönüşüm Yasası ile mülkiyetiniz elinizden alınacak. Sertifikalı tohumla, aslında yerli ve milli tohumlara karşı örtülü bir savaş başlatılıyor. Mera ve yayla mevzuatı ile hayvancılık bitirilmeye çalışılıyor. 5G yetmedi 6G için hazırlık yapıyorlar. Dijitalizm bütün esbabı cefası ile kapımıza geldi dayandı! Dijitalizm Siyonizm’den daha tehlikeli! Bu defa, DSÖ üzerinden değil, Dünya Bankası ve FAO üzerinden geliyorlar. 2024 Ortalarında TEK Para gündem olacak ve aynı şekilde bütün dünyada GlobalReset programlarının TEK EL’den yönetilmesi için NATO benzeri bir Asamble örgütlenecek. Bu mülkiyetsizleştirme senaryosunun yönetimi "Dünya Bankası" olacak. “Malınız-Mülkünüz, paranız olmayacak ama çok mutlu olacaksınız”! Dünya bankası bu Şeytani projeyi fonlayacak. Oltaya yeşil dolarları takacaklar, hem kişileri, hem firmaları, kurumları, hem Mediayı, hem Akademiyi, hem Bürokrasiyi ve hem de Siyasileri avlamaya çalışacaklar.. Tabi, “deprem filan derken “kentsel dönüşüm için bu fonları kullanmaktan” da söz edecekler. Her zaman olduğu gibi yine, ağuyu altın tas içre sunacaklar, bal da onun suç ortağı olacak. Bu yasa ile yerleşim yerlerinde yer alan parsellerin de rezerv yapı alanı olarak tanımlandı. 2012 y’deki  6306 sayılı kanundan farklı olarak bu kez özel mülkler de rezerv alanı olarak ilan edildi. Sosyal konut maskeli bir sosyal cinayet komplosu ile karşı karşıyayız. Bu yasa bu şekli ile hukuka uygun değil. Bakalım bu konuda bu yasaya HAYIR oyu verenler konuyu Anayasa Mahkemesine götürebilecekler mi? Bu yasaya göre birçok değerli alan rezerv alan ilân edilerek İnsanlar yerlerinden edilecek ve birçok ekonomik, sosyal sorun yanında hukuki sorun da yaşanacak. Sürecin sonunda GlobalReset çetesinin mülksüzleştirme süreci başlatılmış olacak.. Kamu arazisi bu konuda yeterli iken, bu yönde, Özel parselin rezerv alan ilân edilmesi mevcut şartlarda çok yanlış bir iş olacaktır. Türkiye’de genel hukuk ve yargı zaten tıkanmış vaziyette, Bilirkişilik müessesesi zaten ciddi bir güven kaybına uğramışken, 15 gün içinde yazılacak rapor sadece “ben yaptım oldu” anlamı taşıyacaktır.. Böylesine hayati bir konuda 15 gün içerisinde bilirkişi raporu yazılması mümkün değil. Mülk sahibi ya da kiracı, bu tür bir karar karşısında 90 günde mekanı terk etmesi gerek. Afetle ilgili bir detay verilmiyor. YIK/YAP şeklinde yeni bir uygulama söz konusu. Bunun sadece ekonomik ve sosyolojik bir sonucu değil, siyasi bir sonucu da olur. Yanlış bir kentleşmenin ardından böyle bir uygulama bir yanlışı, başka bir yanlışla değiştirmekten başka bir anlam taşımaz. Hele hele ödeme ve borçlanma programı, yarın çok daha büyük sosyal sorunlara yol açacaktır. Bu yasada “Hak sahibinin borçlanma bedelini ödeyecek mali gücünün olmaması durumunda, hak sahibine isabet eden bağımsız birimin tapuda hak sahibi ile Başkanlık adına paylı mülkiyet esaslarına göre tescil edilmesi” diye bir ifade var! Bu yasaya evet oyu verenler bu  dünyada da, ahirette de bunun vebalini taşıyacaklardır. 

İslam ülkelerinin yöneticileri çok çok büyük ölçüde utanç verici bir durumda suçüstü oldular. Mısır, Gazze’ye insani yardım koridorunu açmıyor, Gazze’de bu cinayetler yaşanırken, Suudi Arabistan’da eğlence festivali düzenleniyor. Bir Kerhane açmadıkları kaldı bir de Suudi Fahişelerin ve türevlerinin LGBT bayrakları ile ONUR YÜRÜYÜŞÜ yapmadıkları kaldı. BAE de tabi, Arap ve Yahudi şarkıcılar, karşılıklı İsrail ve ülkelerinin milli marşlarını okuyorlar. Tek mabedde hepsi kendi duvarına dönüp, tanrılarına dua ediyorlar. Öte yandan Harvard Üniversitesi öğrencileri, İsrail işgal güçleri tarafından öldürülen 10.000'den fazla Filistinliden yaklaşık 7.000'inin ismini üniversite bahçesine yazıyorlar. 

Hadi bakalım, 15 Kasım’da İslam ülkeleri Türkiye’ye gelip Gazze’yi konuşacaklarmış. En radikalleri Türkiye olacaksa, geri kalanını siz düşünün. Ekim geçti Kasım’ın ortası gelecek, bakalım o gün ne konuşacaklar. Herhalde havanda su döğeceklerdir.. Geciken adaletin gerçek anlamda bir “adalet” olmadığı gibi geciken insanlık da insanlık değildir. Bunlarınki adalet değil, atalet! Suudi Veliaht prensi de gelecek mi, bir bakalım. Ve tabi Abbas da gelecek mi? Hamas davetli mi? Bu utanç İslam dünyasının! Hepimizin aslında. Ya Rab, içimizdeki, kendilerini ıslah ediciler olarak algı oluşturmaya çalışan beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin?.. Gazzeli adam, şehitlerin naaşları başında acı gerçeği yüzü Müze şöyle haykırıyor: “Yasin.. oğlum.. Rasulullah’a söyleyin.. Senin ümmetin Gazze’yi yalnız bıraktı deyin. Bedenlerimiz paramparça oluyor. Ümmet seyredip duruyor deyin.” 

Esselamu menittebeal huda. Dua ile.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.