22 Nisan 2023 - Cumartesi

Özgür irade mi? Yoksa kader mi?

Özgür irade mi? Yoksa kader mi?

Yazar - Hasan Güler
Okuma Süresi: 5 dk.
Hasan Güler

Hasan Güler

guler.hasan@gmail.com - Araştırmacı Yazar
Takip EtGoogle News

Hiçbir şey yoktu. Karanlık da yoktu ki olması için aydınlığa ya da ışığa ihtiyaç vardı.

Bir şey oldu sonra ve günümüz bilimiyle de oldukça kabul görmüş olan Büyük Patlama (Big-Bang) gerçekleşti. 13,8 milyar yıl önce gerçekleşen bu hadiseyle birlikte günümüze uzanan bu süreçte (sayılabilmiş) 3,5 Trilyon Galaksi oluşmuştu. Tahminen 300 sekstilyon (3×10¹º) yıldız var ve bu yıldızların bazılarının etrafında Solar Sistemler (Güneş sistemi) oluştu. Şu an’a kadar bildiğimiz kadarıyla Dünya adını verdiğimiz bu gezegende yaşam var. Ve günümüz teknolojisi dahil olmak üzere sahip olduğumuz bilişsel seviye bilgisiyle de henüz başka bir yaşam olan gezegen bilgisine ulaşamadık. Var mı? sorusu bu nedenle tam olarak yanıt bulmuş sayılmaz.

Bilim, Evreni tanımlamamızı, bir şeyleri adlandırmamızı, kuralları ve sistemi anlamamızı sağlayan bir perspektif sunar. Tabii ki bunu yapmadan önce kendisinin çözmesi gerekir bu şeyleri.
Fizik ise, evreni bir makine olarak ele alarak bu yapının nasıl çalıştığına dair işlevleri, fonksiyonların neler olduğunu belirlemeye çalışır. Ve Fiziğe (Bilime) göre Evrenin kendisi dinamik bir mekaniğe sahiptir. Bununla birlikte organik materyallerin yaşam bulması için uygun koşullara da. Mekanik yapı kendi içinde bazı etkileşimlere sahiptir (Kütle çekim, Güçlü, Zayıf Nükleer Güç ve Elektromanyetik Güç) ev sahipliği yapar. Yağmurun yağmasına ait mekanik aksiyonları birçok kademede gözlemlemiş kritize etmiş ve oluşumu tanımlayabilmiştir mesela. Bazı gezegenlerde asit yağmurlar yağabildiği gibi bazılarında ise portakal büyüklüğündeki dolu taneleri halinde olabilir.

İnsan, bu şeylere kendince anlamlar katarak isimler vererek ve olaylar arasında örüntüler kurup bir bakış açısı geliştirir. Bu bakış açısı yağmur ve yağmur sonrası toprak kokusuna vuslat, özlem, ruhun yenilenmesi gibi anlamlar yükler bazen kimi zaman da lirik bir öykünün içinde kendine yer bulur. Romancının kurgusunda elzem bir yer bulabileceği gibi her damlasını bir melek indirmekte şeklinde farklı bir sunumla da karşımıza çıkabilir. 


Kaos Kuramı : Bulutların fiziksel görünüm ve şekillerinin düzensiz olduğunu düşünebiliriz. Bazen bazı bulutları bir şeylere benzetebilmemizi sağlayan örüntüler oluşsa da. Bulutların rastlantısal görünen şekillerinin oluşmasına neden olan şey aynı zamanda başka bir yerdeki başka bir etkinin sonucuyla ortaya çıkmaktadır. Bu durum, toplamda basınç değişimi, sıcaklık değişimi, manyetik alan etkileşimi, yerçekimi gibi sayabildiğimiz değişkenlerle birlikte sayamayacağımız milyonlarca değişkenden kaynaklanır. Sayamayacağımızdaki kasıt hem bilgi olarak o kadar bilgiye sahip olmayışımız hem de değişkenlerin sayamayacağımız kadar çok olmasıdır. Değişkenlerin çokluğu sonuçların hesaplanamaz hale gelmesini sağladığından kaos kuramı oluşur. Kaos-Karmaşa, düzensizlik gibi görünse de ortaya çıkan bu durumun aslında birbirleriyle etkileşimde olan bilinmeyen sayıdaki değişkenin birbirini etkileyerek başka durumlara geçişine sebep olur. Tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar döngüsünde 2 değişken var görünse de başlangıcın nasıl olduğu bilgisi, tavuğun nasıl üreyebildiği, kuluçka için çevresel koşullarla birlikte sağlık durumunun nasıl olduğu, güvenlik, yumurtanın civciv evresine ulaşmasıyla birlikte civcivin hangi cinsiyet olacağı gibi değişkenler de denkleme dahil olur böylelikle döngü ilk nedenden itibaren başlamış olur. Ancak ilk nedenin ne olduğunu bilirsek değişkenlerin bazılarını kullanarak sonraki değişime dair fikir edinebiliriz. Bu komplike yapının toplam sonucuna Kaos Kuramı adı verilmektedir. Kuramın karmaşa gibi görünmesine neden olan çoklu değişken etkileşimi iç dinamiklerinin kararlılığına bağlıdır.

Her ne kadar bilimin henüz isimlendiremediği, anlamlandıramadığı, çözümleyemediği, gözlemleyemediği şeyler konusunda insanların mitolojik öyküleri, lirik şiirleri, dinsel bakışları olsa da evrensel geçerlerin varlıklarının olduğunu bu geçerlerin evrensel işleyişi sağladığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

İşte bu noktada görünen ve görünmeyen bu evrensel işleyişin toplamına kader ismini verebiliriz. Bizden bağımsız ama bizi de dahil ederek işleyen bu yapı, kontrollü bir gücün hareketi sonucu ortaya çıkan bu etki/durum evreni idare etmekle kalmayıp evrenötesi yapıyı da kontrol etmektedir. 

İşte bu noktada özgür irade devreye girer ve Kader’in sayılamayacak değişkenle oluşturduğu denklemdeki bir değişken halini alır. Böylece kendi etkileşim alanımızda gerçekleştirdiğimiz değişiklikler Kader’in değişkenleri içerisinde diğer mekanikleri harekete geçirecek etkileşimi de oluşturur..

#
Yorumlar (2)
Mustafa
04.09.2023 12:05
Kalemine sağlık hasan bey
Darende
28.04.2023 16:54
Teşekkürler, güzel bir bakış açısının bilimsel verilerle işlenmesi güzel olmuş.
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.