28 Nisan 2023 - Cuma

KAPIMIZI ÇALAN DİJİTAL KÖLELİK

Kapanmalar, hastalıklar, zorunlu tıbbi uygulamalar, yapay müdahaleler, yapay kıtlık, doğal gıdalara ulaşım engeli, hayvancılığın sekteye uğratılması, cinsiyetsizliğin sürekli gündemde tutulması dünya genelinde aynı anda uygulandı.

Yazar - Ahmet Serhat Arvas
Okuma Süresi: 6 dk.
Ahmet Serhat Arvas

Ahmet Serhat Arvas

- Araştırmacı Yazar
Takip EtGoogle News

 

Teknolojinin hız kesmeden üstel ilerleyişi insanlığı dönüşü olmayan bir yola sokuyor. Bu ilerleyiş insanlığın faydasına gibi görünse de her yenilik eskiyi ezerek ilerliyor. Özellikle sosyal medya platformlarında düşünce ve fikir özgürlüklerimiz sansüre uğruyor. Hakikatleri dile getirdiğimiz zaman hesaplarımız kısıtlanıyor, haftalık aylık cezalar ile bizleri yıldırmaya ve susturmaya çalışıyorlar. 

Peki ama bunu kimler yapıyor? 

Cevap çok basit! Dünyanın sahibi ve yöneticileri olduklarını düşünen sermaye sahipleri. Kurmak istedikleri yeni nizamın karşısında yer alan her fikir ve düşünce onlar için bir tehdit unsuru. Sosyal medya platformlarının yöneticileri aldıkları talimatları uygulayarak yeni nizamın hizmetkarları olduklarını göstermekte bir mahzur görmüyorlar. 

Bir misal vermek gerekirse Twitter’ın Elon Musk’tan önceki yöneticileri hakim karşısında sorgulanıyorlar! Hakim eski yetkiliye soruyor; 
- Tıp diplomanız var mı?
- Yok.
- Tıp alanında bir eğitim aldınız mı?
- Almadık.
- O zaman neden bu alanda eğitim alan, köklü üniversitelerden mezun, değerli bilim insanlarının hesaplarını engellediniz? Onları neden susturdunuz?
- Toplum sağlığını tehdit ettiklerini düşündüğümüz için.
- Tıp eğitiminiz olmadığını söylüyorsunuz, toplum sağlığını tehdit edip etmediklerine siz karar veremezsiniz!

Bu olay üzerine hepimize hemen bir rahatlama gelebilir. Fakat bu, arkamızdaki yangını göstererek öndeki binaları soymaya benzer. Şimdi iki üç sene içerisinde karşılaştığımız yaptırımların daha ağırları ile karşı karşıyayız. Sadece zamanında uyananların görebileceği yaptırımlar ve değişimler…

Tam da burada dijital tahakkümden bahsetmek yerinde olacaktır. İnsan nüfusunun artışı ve sosyal medyanın aşırı kullanımı elitler için büyük bir sorunu ortaya çıkardı; “tam kontrolün sağlanamaması.” Bunu sağlayabilmek çok güç olduğu için de küresel çapta bir hareketlilik şart görüldü.

Kapanmalar, hastalıklar, zorunlu tıbbi uygulamalar, yapay müdahaleler, yapay kıtlık, doğal gıdalara ulaşım engeli, hayvancılığın sekteye uğratılması, cinsiyetsizliğin sürekli gündemde tutulması dünya genelinde aynı anda uygulandı. Ardından geçim sıkıntısının dozunun artırılarak orta gelirlilerin fakir sınıfına düşürülmesi, kitlesel göç hareketleri ve daha birçok adım hızlı bir şekilde uygulamaya konuldu. Tüm bu adımların nihai amacı ise nüfusun kademeli olarak düşürülmesi! Hemen komplo teorisi diyerek geçiştirmeyin. 2004 senesinde İngiliz Kraliyet ailesi tarafından “Dame” unvanıyla (kadınlarda şövalyelik nişanı) onurlandırılan Jane Goodall Britanya İmparatorluk Nişanı da almış bir isim. Dünya çapında ödüller verilen Jane Goodall Davos’ta şu sözleri sarf etti; “İklim değişikliğini dünyadaki nüfusu sadece 7,5 milyar insanı azaltarak çözebiliriz.” Bu sadece Jane’in dile getirdiği bir mesele değil. Davos’un sahibi ve tüm katılımcıları aynı görüşte. Bunun için ajandalarında bir de tarih var; 2030! Elit dediğimiz kesim dünya nüfusunu azaltmalıyız diyor ama avam sınıf bunun bir komplo teorisi olduğunu düşünüyor.

Dijital sistemlerin hayatlarımızı kolaylaştırdığını düşünerek sorgusuz sualsiz kabul ediyoruz. “Nesnelerin İnterneti” ile kullandığımız eşyaların internete bağlanmasının ardından “Bedenlerin İnterneti” ile insan vücudunun internete bağlanması da gündemde. Silikon Vadisinde teknoloji, birilerinin istediği düzlemde ilerlemeye devam ediyor. Öyle bir teknolojik atılım gerekiyor ki insanların eşyalarını ve zihinlerini güncelleyebilsinler. Elitler böyle düşünüyorlar. Sonra bilim insanlarına dönerek şöyle söylüyorlar; “amacımız tam tahakküm çocuklar, haydi görelim sizi!” Stanford Üniversitesi, Tekillik Üniversitesi ve benzeri üniversiteler yoğun bir tempo içinde bunun için çalışmaya devam ediyorlar. Peki tüm bunları toplumlara nasıl dayatacaklar? Karşı çıkanlar olacak mı? 

- Uzaktan eğitime karşı çıkmayanlar (küresel) eğitimin daha sonra Metaverse platformuna taşınmasına da karşı çıkmayacaklar.
- Yapay ete karşı çıkmayanlar tüm gıdaların yapay dönüşümüne ve bunun için tehdit kabul edilen doğal gıdaların yok edilmesine de karşı çıkmayacaklar.
- Her hareketlerinin takip altında olmasından çekinmeyenler deri altlarına bir çip takılmasından rahatsızlık duymayacaklar.
- Kapanmalara direnmeyenler “15 dakikalık şehir planlaması” projesinde bir mahzur görmeyecekler.
- Zamların ve ekonomik sıkıntıların yapaylığını kabul etmeyenler mülkiyetsizliği de benimseyecekler.
- Her teknolojik gelişimi faideli sananlar nakit paranın tedavülden kaldırılması ile dijital köleliğin kitabını yazacaklar!

Velhasıl-ı kelam kölelik hiçbir zaman kaldırılmadı. İlkel kölelik yerini modern köleliğe bıraktı. Şimdi ise sırada dijital kölelik var. Bu; bırakın modern köleliği, ilkel köleliği bile aratacak şiddette bir kölelik olacak.

Çocuklarımız ve nesillerimiz için uyanma vakti. Fakat uykular tatlı, dünyalar toz pembe, hayal dünyaları ise dijital/yapay sahteliklerle boyanmış…
“Atı alan Üsküdar’ı geçti” diyerek umutlarınızı köreltmek istemem. Karşılarında korkacakları bir güç, ses çıkaran bir lider, uyanan toplumlar göremiyorlar. Çözüm arayanlar bu üçünü reddettikleri takdirde kurtuluşa eremeyecekler. 

Küreselciler cesaretlerini haksızlıklara karşı susan insanların korkaklığından alıyorlar…

Ya cesaret, ya esaret! 

Selam ve dua ile.

#
Yorumlar (5)
Naci Eraslan
10.05.2023 08:43
Makalelerinizin devamını sabırsızlıkla bekliyorum...
Ergin hasar
02.05.2023 14:25
Mükemmel tespitler ellerinize sağlık inşaallah geç olmadan milletimiz uyanır
Arifgökhan
29.04.2023 07:11
Çok güzel bir özetleme olmuş. Teşekkürler. Bir çok insanın okuyup uyanmasına vesile olur umarım.
Bekir KUYUCU
28.04.2023 19:56
Kaleminize sağlık kıymetli hocam.
Zerrin koruklu
28.04.2023 18:14
Emeklerinize teşekkürler şahane anlatim
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.