AİLE BAKANLIĞINDA VURGUN İDDİALARI HASIRALTI MI EDİLİYOR?

Türkiye Adalet Platformu, Aile Bakanlığı'ndaki yolsuzluklarla ilgili yeni iddiaları gündeme taşıdı

Gündem Yayın: 18 Temmuz 2024 - Perşembe - Güncelleme: 18.07.2024 23:02:00
Editör - Hidayet ÇAKIR
Okuma Süresi: 13 dk.
Takip EtGoogle News

Adalet Platformu'na gönderilen bir mektup, sosyal hizmetlerdeki liyakatsiz atamalar ve usulsüz uygulamalarla ilgili ciddi iddiaları ortaya koydu

 

İşte Adalet Platforu tarafından gündeme taşınan iddiaların detayları...


Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ndeki İddialar


Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü'nün, KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği) kökenli olduğu ve liyakatsiz atamalar yaptığı iddia edildi. Mektupta, bu atamaların kurumu sabote ettiği ve çalışanlar arasında büyük huzursuzluk yarattığı belirtiliyor. Özellikle Eda ve Ahu isimli iki daire başkanının, çocuk hizmetleri ile ilgili alım satım dahil tüm kararları verdiği ve taşrada büyük sıkıntılara yol açtığı ifade ediliyor.


Engelli Hizmetleri Genel Müdürü Esra Ceceli'nin Durumu


Esra Ceceli'nin görev süresi boyunca yaptığı kadrolaşma ve aldığı kararların, birçok engelli vatandaşın hak kaybına neden olduğu öne sürülüyor. Görevden alındıktan sonra Darülaceze'nin başına getirilmesi ise büyük tepki çekmiş durumda. Ayrıca, KADEM kökenli olduğu ve üniversite diploması olmadığı halde genel müdürlük görevine atanmasının usulsüz olduğu iddia ediliyor.


Kibir Abidesi Bakan Danışmanı Yasemin Abayhan Hakkındaki İddialar


Akademik camiadan geldiği, vakadan yoksun, işten hiç anlamayan, iki terim ile saha ve taşrayı yönetmeye çalıştığı, üniversiteden arkadaşı Çiğdem’i daire başkanlığı kadrosuna aldırarak ve buradaki nemalanmayı da o kanaldan sağladığı iddia ediliyor.


Mustafa Modaoğlu'nun Tartışmalı Ataması


Milli Eğitim Bakanlığı'nda taciz soruşturması geçirdiği belirtilen Mustafa Modaoğlu'nun, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Aydın İl Müdür Yardımcılığı'na ve ardından Giresun İl Müdürlüğü'ne atanması büyük tepki topladı. Hakkında mobing ve taciz suçlamaları bulunan Modaoğlu'nun, halen görevde olması çalışanlar arasında huzursuzluk yaratıyor.


UNICEF ve BM Hibelerinin Usulsüz Kullanımı


UNICEF ve BM kaynaklı milyonlarca Euroluk hibelerin, usulsüz yollarla çıkar sağlamak amacıyla kullanıldığı iddia ediliyor. Mektupta, bu hibelerin DMO (Devlet Malzeme Ofisi) üzerinden tanıdık firmalara yönlendirildiği ve belirli bir komisyon karşılığında bu firmalara iş verildiği öne sürülüyor. Ayrıca, bu işlemlerle ilgili olarak YİKOP'a (Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı) aktarılan paraların, yine tanıdık kişilerce yönetildiği belirtiliyor.


Ankara Sincan Olayları ve Yönetim Sorunları


Ankara Sincan'da yaşanan olaylar ve il müdürünün tutumu, sosyal hizmetlerin yönetimindeki ciddi sorunları gözler önüne seriyor. İl müdürünün, kuruluşta yaşanan tecavüz vakalarına, huzurevinde ölümlere ve diğer skandallara kayıtsız kaldığı ifade ediliyor. Ayrıca, liyakatsiz atamalarla birçok yetenekli çalışanın mağdur edildiği belirtiliyor.


Genel Müdür ve Şer İttifakı


Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde görevli Şeref Bey'in, genel müdür ve daire başkanlarıyla birlikte "şer ittifakı" oluşturduğu iddia ediliyor. Bu dört kişinin, kurum içinde istedikleri atamaları yaparak ve milyonlarca Euroluk hibeleri usulsüz yollarla kullanarak, kurumu sabote ettiği öne sürülüyor.


Sosyal hizmetlerde yaşanan bu sorunlar, çalışanlar arasında büyük huzursuzluk oluşturmuş durumda. Liyakatsiz atamalar ve usulsüz uygulamalar, İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde olduğu gibi Bakanlığın işleyişini olumsuz etkiliyor. Yetkililerin bu iddiaları ciddiyetle ele alması ve gerekli adımları atması bekleniyor. Adalet Platformu'nun bu konudaki mücadelesi, sosyal hizmetlerin geleceği açısından büyük önem taşıyor.

 

Not: 16 Temmuz 2024 tarihinde saat 13:21'de ailehaklari@gmail.com adresine gelen e-posta ve diğer haberler ile ilgili gerekli idari ve adli soruşturmanın başlatılmasını ve tarafımıza bilgi verilmesini talep ederiz.

 

Mektubun tam metni:

“Sayın Adalet Platformu,


Öncelikle, sosyal hizmetlerde yaşanan sorunları kısmen de olsa gündeme getirdiğiniz için sonsuz teşekkürler. Ancak şunu bilmenizi isterim ki yansıttığınız olaylar yaşananların en küçük parçasıdır.


Nereden nasıl başlayacağımı bilemiyorum, içim o kadar öfkeli ve kırgın ki. Kimlere emanet bu kurum?


Bir hususa dikkat çekmek isterim: Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü ve onun dokunulmaz şer ittifakı. Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü, iletişim ve basın kökenli, kendisi KADEM'in yöneticilerinden. Bakanlık zaten KADEM'in yöneticilerine kadro ve makam açma yeri haline gelmiş durumda. Tam Engelli Hizmetleri Genel Müdürü Esra Ceceli’den kurtuldu bu teşkilat derken, ödül gibi Abdülhamid’in mirası Darülaceze’nin başına geçti. O da KADEM’den gelme, üniversite diploması olmadığı halde genel müdürlük verildi. Ataması tamamen usulsüzdür ve bu konu araştırılarak bugüne kadar aldığı tüm maaş, harcırah ve ödemeler tahsil edilmelidir. Oluşan kamu zararını ödenmelidir. Tasarruf tedbiri denilirken devlette yapılan bu tür atamalara dikkat edilmeli. Bu atamalara imza atan herkes Hak huzurunda hesap vereceği gibi, bu dünyada da yargı önünde hesap vermelidir. Esra Ceceli görevden alınınca herkes bir rahatladı çünkü görevde olduğu süreçte yaptığı kadrolaşma ve aldığı kararlar birçok engelli vatandaşın hak kaybına yol açtığı gibi, aslında Ak Parti açısından bakıldığında da iyilikten çok seçimi sabote niteliğindeydi. Seçim öncesi çıkardığı bir yönetmelikle evde bakımdan yararlanan birçok ailenin yardım ödenekleri kesildi.


Dediğim gibi anlatacak, yazacak o kadar şey var ki. Liyakatsiz atamalar bir yana, çocuk, yaşlı, kadın, engelli hiç kimsenin umurunda değil. Tek dert koltuk ve para. Milli Eğitimde kız öğrencisinin göğüslerini ellemekten taciz soruşturması açılacakken Aile Bakanlığı Aydın İl Müdürlüğüne il müdür yardımcısı olarak atanan Mustafa Modaoğlu, bu yetmezmiş gibi şu an Giresun İl Müdürü olarak atandı. Hakkında personeline mobbing ve taciz suçlamasından birçok inceleme yapılmasına rağmen hala görevde. Gerçi buna gelene kadar, yaz yaz bitmez liyakatsiz atamalardan kaynaklı yaşanan durumlar. Şu an yurtlar, yuvalar bitmiş, çocuk nesil yetiştirmekten uzak bir hal almış. Huzurevinde yaşlılar ölüyor, kadınlar kimsenin umurunda değil vs.


Asıl konumuza dönecek olursak, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü kendi ekibini kurmuş ve aldıkları kararlarla kurumları sabote eder hale gelmiş. Çünkü şu an Çocuk Hizmetleri bir diyetisyen ve mimar tarafından yönetiliyor. Kendi yanında sürekli çanta gibi dolaştırdığı bu iki kadına daire başkanlığı kadrosunu da verdi. Eda ve Ahu adında bu iki daire başkanı çocuk hizmetleri ile ilgili alım satım dahil tüm kararları veriyor. Taşra kan ağlıyor, o kadar olay var ki bunlar yüzünden yaşanan. Taşra çalışanları, Eda ve Ahu yerine "3 Harfliler" lakabını takmış. Bir de bunların her dediğine onay veren Genel Müdür Yardımcısı Şeref Bey varmış ve hepsinin birleşimine de "Şer İttifakı" diyorlar. Bu 4 kişi istediğini alıyor, istediğini atıyor. BM ve UNICEF kaynaklı gelen milyonlarca Euroluk hibeleri nasıl çıkarlarına çevireceklerinin yolunu da bulmuşlar. Sorulduğunda ‘DMO’dan alındı’ diyerek hiçbir soruşturma geçirmeyecekler. Ancak DMO taşeron firmalarca mal temin ediyor. Bu şer grubu tanıdık firma ile anlaşarak ‘malı senden alacağız’ diyor ve belirli bir komisyon karşılığı o firmaya iş veriyorlar. DMO fiyatları piyasanın çok üzerinde, bu noktada firma da bu “şer ittifakı” da kazanıyor. Bu alımların hizmet ya da bakım onarım kısmı sorulduğunda da yine sıyrılacakları kurnazca bir plan yapmışlar. Gelen parayı YİKOP’a aktardık, biz yapmadık diyecekler. Ancak YİKOP da ihaleyi yapacak kişi yine kendilerinin ekibe katmış gibi gösterdikleri, çıkar için ödül olarak Mali İşlere Daire Başkanı olarak getirdikleri Meliha adında birinin kocası.


Koruyucu aile birimine gelecek olursak, orada da gelen tahmini 5 milyon Euro hiç ediliyor. Bakanın danışmanı adı altında her şeyi yöneten, akademik camiadan gelen, iki terim ile saha ve taşrayı yönetmeye çalışan vakadan yoksun Yasemin denen bir şahıs ve onun üniversiteden arkadaşı Çiğdem, arkadaşına daire başkanlığı kadrosu aldırttı ve buradaki nemalanmayı da o kanaldan sağladılar. Denildiği gibi tam “şer ittifakı” kurulmuş. Eda ve Ahu Ankara İl Müdürlüğünde görevli iken biri huzurevinin kolonunu kesmekten soruşturma geçirirken bir anda bakanlığa alındı ve süreç içerisinde bu inanılmaz yükselişi yaşadılar. Çocukla ilgili bir alanda çalışmamış, vaka görmemiş bu kişiler şimdi çocuk hizmetlerini yönetiyor ve kimse karışamıyor. Çünkü arkalarında KADEM, dolayısıyla Sümeyye Erdoğan’ın arkadaşı genel müdürleri Ayşegül var. Ayşegül Hanım direk aile kontenjanından geldiği için Bakan’ı önemsemediği gibi Bakan da çaresiz kalıyor.


Turhan Çömez’in gündeme getirdiği Ankara Sincan olayına gelecek olursak, asıl vahim durum il müdürü. Yakın zamanda kuruluşta 12 çocuk birbirine tecavüz etti, bu adam umursamadı. Bir huzurevinde 10 günlük süreç içerisinde 10 yaşlı vefat etti, yaşlı intihar etti, önemsemedi. Bebek öldü, önemsemedi. Onun tek derdi koltuğunu korumak ve üst yönetime şirin gözükmek. Tek derdi programlarda oturacağı yerin fotoğraf karelerinde iyi konumda olması. Bu işi başaran, memuriyete bile sınav ile değil torpil ile istisnai giren, girdiği tek sınav görevde yükselmeyi bile kazanamayan kişiye Hilal Gürpınar’a il müdür yardımcılığı verdi. Sınavı kazanıp hakkıyla gelen kişilerin üstü oldu. Çocuktan sorumlu il müdür yardımcılığına da yine benzer bir atama ile Salih Çıldır getirildi. Sorunları çözmek yerine daha da kötü bir hal aldı ve almaya devam ediyor. Yakın zamanda yapılan görevde yükselmeyi kazanıp il dışına gitmek zorunda kalan, engelli çocuğu olmasına rağmen geri dönemeyen birçok kişi olmasına rağmen, Personel Genel Müdürü ile yakın çalışan Sefa, Kocaeli’nden geçici görev ile Ankara’ya il müdür yardımcılığına getirildi. Yine bunun gibi daha yeni kuruluş müdür yardımcısı olmuş biri, Personel Genel Müdürlüğüne daire başkanı olarak atandı. Bu kuruma yıllarca emek vermiş çalışan insanların çabaları heba ediliyor.


Lütfen sadece İstanbul değil, Ankara’ya da bir bakın! Hep dediğim gibi, anlatacak o kadar çok şey var ki. Liyakatin itaat olarak değiştiği bu yerde, KADEM’in kariyer merdiveni anlayışı bir an önce bitmeli.


Üzülüyorum ki bunları siz dile getirdiğinizde ‘muhalefet eleştirisi’ diye bu kişiler korunacak, hatta daha önceden örneklerini gördüğümüz gibi üst göreve bile gelebilir. Zaten şu an söylemler başlamış bakanlık koridorlarında, “aynı anda bu kadar olayın gündeme gelmesi komplo” diye.


Kendi beceriksiz yönetimleri değil, başkalarının komplosu diye yansıtılıyor


Rabbim yolunuzu açık etsin, davanızda muvaffak kılsın. Allah’a emanet olun.”

 

 

@adaletplatformu iletişim bilgileri
E-mail:  hakbirr
@gmail.com ve  ailehaklari@gmail.com


Tel. : 05327036115
adaletplatformu.t.me sectikleriniDenetle.t.me

Yorumlar (3)
23.07.2024 19:03
Yazar
23.07.2024 01:41
22.07.2024 12:01
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.